Yarismania.Tr.Ggeurobest.tr.gg
   
 
  Kosova 1 Yasinda Ama...
Kosova 1 yaşında ama… Çiçeği burnunda Kosova için bağımsızlığın ilk yılı nasıl geçti? Kosova’nın bağımsızlığı hangi ülkeler tarafından tanındı? Kosova’daki temel sorunlar nelerdir? ABD ve AB ülkeleriyle ilişkilerin artmasına paralel olarak ülkede yolsuzluklar, organize suçlar, uyuşturucu kullanımı, misyoner faaliyetler ve fuhuş olayları neden arttı? İHH Yönetim Kurulu Üyesi Murat Yılmaz, bağımsızlığın birinci yılını kutlayan Kosova’nın kapısını araladı. İşte o kapıdan görülenler. II. Dünya Savaşı’nın miraslarından Yugoslavya’nın Kosova özerk bölgesi birinci bağımsızlık yılını kutluyor. Soğuk Savaş döneminin bitişiyle 1990 Temmuz’unda bağımsızlığını ilk ilan eden birim olan Kosova; o dönemde sadece Arnavutluk tarafından tanınan devletlerine tam 18 sene sonra, 17 Şubat 2008 tarihinde kavuşmuş oldu. Kosova, Yugoslavya’dan doğan yedinci ve son devlet olarak tarih sahnesindeki yerini alırken, siyasi, ekonomik ve askeri anlamda çok zorlu bir sürecin de tam orta yerinde bulunuyor. Arnavutlar “Hiç olmamasındansa geç olması iyidir.” derler. Şimdi neredeyse 20 yıldır kovaladıkları bağımsızlıklarına geç de olsa kavuştukları için kalpleri bir başka atıyor. Daha yakın bir zaman önce, Yugoslavya’nın birleştirici çimentosu olarak görülen Tito’nun 1980 tarihindeki ölümünün ardından; hemen her alanda yaşadıkları sıkıntılardan kurtulmuş olmak, Arnavutlar için her şeyi unutturan bir heyecan dalgası oluşturmuştu. Fakat artık sis bulutu dağılıyor ve Arnavutlar etraflarını yeni yeni seçmeye başlıyorlar. Kosova’ya ABD ve Batı markajı ABD, kuşkusuz Kosova’nın bağımsızlığında önemli bir faktör olarak görülüyor. Savaşı bitiren 78 günlük NATO saldırısında ve Kosova’nın bağımsızlık sürecinde hep ABD var. Arnavutlar da bu minnetin altında kalmıyor. Başkent Priştina’ya girerken bir anda Bill Clinton’un dev posteri tam karşınıza çıkıveriyor. Şimdi ise en büyük caddenin ismi George W. Bush olarak değiştiriliyor. Kosova’nın ABD ve Batı’yla bu kadar iç içe görünmesinden hoşlanmayanlar da var elbet. Sayıları 100 bini bulmayan Sırpları bir kenarda tutalım; bağımsızlık ilanı öncesindeki 2007 Kasım seçimlerinde Arnavutların ancak %45’inin oy kullanmış olması, Arnavut halkın bir şeylerden rahatsız olduğunu göstermiyor mu? Kosova’yı ilk yılında 54 ülke tanıdı Peki, çiçeği burnunda Kosova için bağımsızlığın ilk yılı nasıl geçti? Öncelikle Kosova, bir yılın ardından içlerinde Türkiye’nin de bulunduğu 54 ülke tarafından tanınmayı başardı. 27 üyeli AB’nin Romanya, İspanya, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Slovakya dışında 22 ülkesi Kosova’nın bağımsızlığını ilk yıl içerisinde tanıdılar. Adı geçen ülkeler ise iç ve dış politikadaki hassasiyetler nedeniyle Kosova’ya “Hoş geldin” diyemediler. Bosna-Hersek de yine iç politikasındaki oldukça hassas durum nedeniyle Kosova’yı selamlayamadı. Fakat Kosova için en önemli karşılamalardan birisi şüphesiz Karadağ tarafından yapılandı. Sırplarla akraba, komşu Karadağ’ın Sırbistan’a rağmen Kosova’yı tanıması AB yolunda güçlü bir adım anlamına da gelmekte. İslam ülkeleri ise Kosova için ilk yılında tam bir hayal kırıklığı oldu. Arnavutlar, halihazırda İKÖ Genel Sekreterliği’ni yürütmekte olan Türkiye’nin desteğini beklemekte. BM üyeliğine Sırbistan engeli BM üyeliği konusunda Kosova daha uzun bir süre bekleyecek gibi görünüyor. Zira Güvenlik Konseyi’ndeki Rusya ve Çin vetosu, mevcut uluslararası düzende Kosova’nın ancak Sırbistan Kosova’yı tanıdıktan sonra BM’den kabul alacağına işaret etmekte. Ne gam! Zaten Kosova’nın da öncelikli hedefleri arasında AB ve NATO üyelikleri bulunuyor. Fakat durum biraz karmaşık ve zorlu. AB üyeliği AB üyeliğinin psikolojik bir etken olduğunda kuşku yok. Bizde de böyle düşünenler azınlıkta değil. AB’nin sihirli değneği değecek ve her yer güllük gülistanlık olacak. Belki Kosova’nın AB’ye mahkum olduğu da bir gerçek fakat bu sürecin uzun süreler Kosova’yı kemirmeye devam edeceği de gün gibi açık. Entegrasyon süreci adı altında ülkenin tüm kurumları Batılı değiştirmecilerin ellerinde bulunuyor ve hayata normal bir seyirde ayak uydurmak imkansıza yakın. Zaten bunu sokaklarda açıktan hissediyorsunuz. İnsanlar genellikle mutsuz ve sıkıntılılar. Bir nevi manda düzeni Kosova için en önemli gelişme şüphesiz 9 Nisan 2008’de kabul edilen yeni anayasanın 15 Haziran’da yürürlüğe girmesiydi. Kaynağını Kosova’ya bağımsızlık kapısını aralayan Ahtisaari Planı’ndan alan anayasa, yönetimini BM Kosova Misyonu(UNMİK)’nun yürüttüğü Kosova Çerçeve Antlaşması’nın da yürürlüğüne son veriyor. Bu, UNMİK’e bağlı yönetimin Kosova idaresine devri anlamını taşıyor. Fakat 9 Aralık’ta görevine başlayan Avrupa Polis ve Adalet Misyonu (EULEX), UNMİK’in kaldığı yerden yoluna devam edecek ve BM ile eşgüdüm halinde bulunacak. Kosova'da polis, yargı ve gümrüklerde Avrupa standartlarına ulaşılmasına da katkı sağlaması öngörülen EULEX bünyesinde 3000 personel bulunacak. Savaş sonrası Kosovalı idarecilerin en çok sıkıştırıldıkları mesele olan Batı müdahalesi, bağımsızlık sonrası da en çok eleştiri alan konu. Cumhurbaşkanı Seydiu ve başbakan Taçi her ne kadar “Ahtisaari Planı böyle diyor.” dese de daha yakın zaman önce Kosova Savunma Gücü(TMK)’nün kaldırılması ve Kosova Güvenlik Gücü’nün ihdas edilmesi sırasında yaşandığı gibi hemen her konuda son sözü Batılılar söylemeye devam ediyor; düşük seçim katılımları ve memnuniyetsizliğin temelinde de bu “manda düzeni” bulunuyor. Kosova’nın Sırp Sorunu Özellikle bir türlü istikrara kavuşmayan Sırbistan sınırı ve Mitrovitsa bölgesi üzerindeki ihtilaflar uzun yıllar ülkenin en önemli sorun alanı olarak kalacak gibi. Sırpların, tarihi 1389 Kosova yenilgisine gönderme yaparak her sene kutladıkları(!) 28 Haziran Vidovdan Günü geçen sene Kosova’daki gayrimeşru Sırp meclisinin açılış tarihi oldu. Yani Kosova’nın çok da küçük olmayan bir “Sırp sorunu” bulunuyor. Sırbistan’ın savaşın sona erdiği ve Kosova’nın statü serüveninin başladığı günlerden itibaren eğitim, sağlık, posta hizmetlerini gördüğü ve kamu çalışanlarının maaşlarını ödemeye devam ettiği Mitrovitsa’da Sırbistan’ın Kosova’dan sorumlu bakanı Slobodan Smarciç’in de katılımıyla Kosova Sırp Meclisi ilan edildi. Bu meclisin ilk kararları arasında Kosova’nın bağımsızlığının tanınmayacağı ve Kosova Anayasası’na uyulmayacağı yer alıyor. Çok uzun yıllardır Sırp akademyalarında işlendiği üzere, özellikle yeraltı kaynakları açısından güçlü olan ve diğer Kosova şehirlerine nispetle yoğun sayılabilecek bir Sırp nüfusuna ev sahipliği yapan Mitrovitsa’nın, Sırbistan’ın güneyinde bulunan Arnavut nüfusun yoğun olarak yaşadığı Preşevo bölgesiyle takas yapılması suretiyle Kosova’nın tanınabileceği ifade edilmekte. Bağımsızlık tarihinin yıldönümünde milliyetçi Sırplar tarafından 1 ve 31 numaralı gümrük bölgelerinin ateşe verildiği coğrafyada Sırplarla yakın zamanda bir normalleşme öngörülmüyor. Bu durum, cumhurbaşkanı Boris Tadiç’in “Kosova’nın bağımsızlığını asla kabul etmeyeceğiz.” açıklamasıyla ortaya konmakta. Sırbistan halihazırda Kosova’nın %15’lik kuzey kesiminin kontrolünü elinde tutmakta. Bosnalı Sırplar ve Sırbistan’la birleşme Kosova’daki gelişmeler Balkan coğrafyasının girift ve hala istikrara kavuşmayan çehresi gereğince yakın bir coğrafyadan, Bosna’dan, hemen makes buluyor. Geçen sene Kosova’nın bağımsızlığı halinde Sırbistan’la birleşme tehditleri savuran Bosna Sırp Cumhuriyeti başkanı Mirolad Dodik, şimdi de Bosna’nın üç farklı etnikli federal bir yapı olmasını öneriyor. Yugoslavya örneğinde görüleceği üzere “cumhuriyet” olarak tanımlanan gevşek bir federal yapının en uygun zamanda Bosna haritasını değiştirme gayreti çok da tuhaf görülmeyecek. Bosna Sırp Cumhuriyeti Dayton Antlaşması gereği Bosna bütünün %49’una hakim bulunuyor. Ekonomik durum, sosyal patlamanın habercisi Geçen bir yılın ardından ekonomik ve sosyal sorunlar Kosova halkının en çok hissettikleri arasındaydı. Savaşın üzerinden geçen neredeyse 10 yıla rağmen %50’nin üzerindeki işsizlik oranıyla Arnavutların önemli bir kısmı hala gurbetçilerin katkılarıyla geçimlerini sağlayabilmekte. Ekmek yapmak için bile Sırbistan’dan ve çevre ülkelerden gelen una muhtaç durumdaki Kosova halkının %40’ı günlük 2 dolarla geçinirken, %18’i için bu rakam 1 dolar seviyelerinde. Bu, Kosova’da her gün en az 400 bin insanın yarı aç sabahladığını göstermekte. Bu anlamda sosyal bir patlamanın olmaması bağımsızlık ateşinin henüz çok yakın bir zamanda yakılmış olmasıyla ilgili olmalı. Fakat 2009 sürecinde de durumda ciddi bir değişiklik beklenmiyor. Zira ekonomik ve sosyal bir planlamanın yapılmaması, yatırım konusundaki zafiyetler, özelleştirmedeki savurganlık ve tabii ki yolsuzluklar Kosova’nın parasının çarçur edilmesi anlamına gelmekte. Arnavutların artık birçoğu bu istikrarsızlık ve kriz ortamının şansları olmadığını bilakis uluslararası karar vericilerin tercihi olduğunu düşünmekteler. Bölgede Batılıların etkisi artıyor Kosova’da her geçen gün artarak devam eden yolsuzlukları; organize suçlar, uyuşturucu kullanımı, misyoner faaliyetler ve özellikle fuhuş sektörü takip etmekte. Kapıların uluslararası yöneticilere açılmasıyla birlikte paradoksal bir şekilde bahsedilen olumsuzlukların arttığı saptanmakta. Özellikle maneviyattan yoksun Kosova gençliğini uyuşturucu kullanımı ve fuhuş ipotek altına alırken, cami avlularına kadar inen misyoner çalışmalar ise Hıristiyan Kosova arzusunu dışa vurmakta. Misyoner kurumlar çok hızlı prosedürlerle hemen kurulabilirken, Müslümanların açmak istedikleri kurumlar gereksiz bürokrasiyle engellenmeye çalışılmakta. Sonuç olarak geçen bir yılın ardından Kosova parlamentosu yoğun mesailer yapmış olsa da halk giderek daha fazla mutsuzlaşıyor ve coğrafya giderek daha fazla Batı üssü olmaya devam ediyor. Bu olumsuz hava yakın bir patlamanın habercisi olabilir.
Site Designed By Sahin Amit
 


Sitemizin Yeni Stili Nasil Olmus
Iyi
Kotu
Idare Eder
Diger

(Sonucu göster)


Ozel
 
http://www.israile-lanet.tr.gg

TÜRKİYE CANIM FEDA

Myspace Stuff

Calendar Provided By : SeekCodes.com

Mescidi-Aksa
 
Bağrında güller açar mı Aksam
Gözlerindeki yaş, diner mi Ey Aksam
Kara bulutlar mı sardı çehreni
Boynun bükük mü kaldı
Garib mi oldun ben gibi
Nerede şimdi seni inleten ezan sesleri
Ya Taşında soluklanan alınlar
İffetine haram mı değdi bacımın
Ondan mı böyle yerdedir başın
Ağla,Aksam ağla
Ağlamayı unutmuş yüreğim için de ağla
Bakmaya yüzüm yok çehrene,
İlahi aşkla yanan gözlerine
Kurudu yapraklar,
Savurdu haşin rüzgar
Ne olur, gayret, artık dirilmek vakti,
Üfür bizlere ölümsüzlük şerbetini
Sustum
Mescid-i garib de sustu
Arşa yükseldi ellerim
Sesim oldu, şehit bebeğim
Toprak haykırdı, cesetler fışkırdı
Kanlı kefenleriyle Müslümanlar birleşti
Tekbir sesleri inletti her yeri
Melekler gıbta etti, bu ilahi aşka
İndi peygamberler, Mescid-i Aksa`ya….
Designed By Sahin Amit
 
Sponsorlarimiz
www.Mumsema.com www.Mumsema.net www.IslamSeli.com  www.DarknessQuench.com www.SalihDostlar.com www.Gezginler.net

Duyurularimiz

Www.Israile-Lanet.Tr.Gg

Sitemizde Yeni Uygulamalar Uygulanacaktir 3 Hafta Sonra Sitemiz Hazirdir


----------


www.Mumsema.com


----------


Sahin Amit


----------

ww.Israile-Lanet.Tr.Gg

Dini sitelerde arama yapın, Google'da kaybolmayın. | islamdaara.com
 
Bugün Sitemize Giren Ziyaretci Sayisi 16 ziyaretçi (23 klik) Tesekur Ederiz



.....................................................................................................................Copyright © By Gizli Kartal 2008 - 2009 Tüm Hakları Saklıdır..........................................................................................................

..........................................................
.................................................................................. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol